24 Aralık 2015 Perşembe

Yeni Yıl

Bazen aldığınız ufacık hediyeler çok mutlu eder sizi. Bu da benim için öyle. Taa uzaklardan geldi sırf mutlu olayım diye. İçi el emeği dolu. Zaten kutuyu açmaya bile kıyamadım. O kadar güzel ki...

Benim becerikli arkadaşım ayakkabı kutusunu kaplamıs üzerini de çamla süslemiş.  İçine de boyadığı ve notluk olarak kullanabileceğimiz kozalalakları eklemiş. (Altı tealight mum) Bana ve eşime birer çift çorap, alsak mı diye konuştuğumuz bir kitap ve harika bir not. Daha ne olsun ki bir günü güzelleştirmek için?





10 Aralık 2015 Perşembe

Doğal Oyuncak İyidir

Bu amigurumi işi beni mutlu etti. Çünkü hem renkli, hem eğlenceli, hem de çabuk ortaya çıkıyor.  Ama en önemli özelliği çocuklara verdiğinizde çok seviniyorlar. Yeğenlerin en büyüğü (5 yaşında) roket sipariş verdi yanında da adam olsunmuş.  Adam dediği aslında astronot. Severim onun minicik ağzını :) Bir boy küçüğü de araba istediğini söyledi. Yavaş yavaş yapıyorum bakalım ne kadar başarılı olacağım...



6 Aralık 2015 Pazar

Yeni Yıl Hareketleri

Bu yeni yılla özdeşleşen renkler çok hoşuma gider benim. Mesele yılbaşı ya da bazılarına göre özentilik değil. Yılın bu zamanında bu renkler, mağazalardaki, cafelerdeki, sokaklardaki bu ışıltı beni cezbediyor yalan değil. Çok beğeniyorum. İnsanın içini açıyor resmen. Ben de furyaya uydum el emeği göz nuru bir şeyler uydurdum. 


Gelelim nasıl yaptığıma. Çok kolay... Birkaç kozalak toplanacak, evdeki ahşap boyalarıyla boyanacak. Kuruyunca da en sevilen iple bağlanıp kapıya asılacak. İite bu kadaaaar. Hatta çocuklarınız varsa onlarla bir akşam aktivite olarak da yapabilirsiniz. Masraf da yok ortalık kozalak dolu. Daha güzeli var mı? Bana da yardım eden vardı :))

27 Kasım 2015 Cuma

Aranan Şablon Bulundu

Hani kınalarımı kendim paketledim demiştim ya üzerine iliştirdiğim etiketleri kendim yapmıştım. Onları nasıl yaptığımı burada anlatmıştım. Bu şablon da yeni bulundu. Ben içini silip temiz hale getirmiş, içine de 'Kınamızı şenlendirdiniz, teşekkür ederiz' yazmıştım. Kenarına da paintte çerçeve yapmıştım. Her şeyle en ince ayrıntısına kadar uğraşmak zor oluyor ama huy işte ne yapalım... (şablon netten alınmıştır)

Harfler

Size daha önce bahsettiğim mutfak önlüklerinde harf şablonunu bulursam paylaşacağımı söylemistim. Bugün tesadüfen buldum. E şimdi de verdiğim sözü tutmam lazım. Ben daha düz kenarlı olanı kullanmıştım. Şablonlar bana ait değil netten bulmuştum ama 2 yıl geçti üzerinden adres belirtemiyorum :((

19 Kasım 2015 Perşembe

Ahşap Boyama Devamı

Merhabalar çok sıkı takipçilerim ;) Hala ahşap boyamadan vazgeçmedim. Azimle devam ediyorum. Artık ortalıkta dolaşan şarj aletlerinin toplanma zamanı geldi değil mi? Kitap kutu yapılırken bu menteşelerin çıkarılması gerekiyormuş bunu aldığımda öğrendim ben de. Belki siz de bilmiyor olabilirsiniz diye söyleyeyim dedim. Kolay gelsin...


7 Kasım 2015 Cumartesi

Doğal Oyuncak Yapıyorum

Çok zamandır yokum farkındayım.  Zaten çok kalabalık olan 4 kişilik takipçi kadrom da beni çok merak etti biliyorum :) Bu aralar blogun adından da belli olduğu üzere yine farklı bir işe heveslendim. Amigurumi dedikleri şekilde doğal oyuncak yapıyorum. Önce Nuray yap dedi aman uğraşmam lazım bilmiyorum dedim. Ayla kitabi var dedi. Ben de kitabı almış bulundum o şevkle.   Aslında ben değilim daldan dala atlamamdaki suçlu, arkadaşlarım. 

Geçen hafta başladım yapmaya. Ufak bir ayıcıkla başladım. Eşimin birbirinden tatlı iki yeğeni var. Yaparken gördüler, size vereyim dedim heveslendiler. Biz nişanlıyken tanıştığımız ve dayısının nişanlısı olduğum için adımı Nişanlısı koydular ;) Sürekli 'Nişanlısı ayımızı yaptın mı? Yemek yerken zaman kaybettin. Bence burda dikebilirsin'  gibi cümleler duydum ve çok sevindim. O iki durmak bilmeyen afacan bile ufacık bir oyuncak için heyecanlanıyor. Artık tabletten başını kaldıran çocuk pek kalmadığı için bu da insanı sevindiriyor tabi. Birleştirme aşamasında 2,5 saat hiç kalkmadan yanımda oturdular. Ama bir tane yapabildim umarım  kavga çıkmamıştır. :)

Daha tam öğrenemediğim için yapım aşamalarını anlatamıyorum. Şimdilik sadece resimlerimiz var. İyi tatiller...





14 Ekim 2015 Çarşamba

Bu Sefer Hoşgel Bebek Eğlencesi

Ben adına hoşgel bebek dedim, siz istediğinizi diyebilirsiniz. Baby shower, bebek partisi ne isterseniz. Bu iş özentiliktir, uyduruk işler çıkarmayın demeyin. Olabilir doğrudur ama biz 40'ı çıkınca mevlüt de okutuyoruz, lohusa şerbeti de içiyoruz, sünnet düğünü de yapıyoruz, yaş günü de kutluyoruz. Yani özetle eğlenceye, duaya, muhabbete bahane arıyoruz. 

Bu sefer sürpriz bir organizasyon oldu bu. Hani hep bahsediyorum ya Şeker diye. Onun bir kızı olacak.  Çok yakın zamanda, sadece 3 haftası kaldı. Ben de dedim ki hem yakın arkadaşlar toplanıp sohbet edelim, hem de ortalığı biraz pembeye boyayalım. Nuraycım da bana eşlik etti pasta börek, ufacık dokunuşlarla en sadesinden Hoşgel Bebek eğlencesi. 

Burada bahsettiğim Martha Stewart çiçeklerinden yaptım. Biraz ponpon, birkaç balon, pembe bir şeyler işte... Bakın bakalım neler yapmışız.





Her misafirin önüne bir tane kızımızın adının yazılı olduğu taşlardan koyduk. Taşları Cide sahilinden topladım. Orada bolca yassı taş mevcut.  Yakın olanlar, bu işlere merak salanlar aklından çıkarmasın. Boyamaları ahşap boyama yaptığım akrilik boyalar ve suluboya fırçalarıyla yaptım. Ne derece doğru bir işlem oldu bilemem ;) Bebekler kaya gibi sağlıklı olsun diye taş verilirmiş bizikisi de bu sebepten.


Bu eğlencelerde hediye vermek adettir diyerek çam sakızı çoban armağanı bir şeyler aldık. Onları da bir kutunun içine koyup, ponponlardan kestiğim iplerin içine sakladık.


Bir de kendimizce yaptığımız süslü pastalarımız vardı. Hadi size de fikir olsun bunlar...



Nil kuzum sağlıkla, hayırla gel. Mutlu, sağlıklı, uzun ömürlü, hayırlı evlat ol inşallah... Önce annen sonra teyzelerin sabırsızlıkla bekler...

Kağıt Çiçekler

Ben bu sefer çok sevimli bir iş için kolları sıvadım. İlk aşamam Martha Stewart kağıt çiçekleri. İlk olarak çok önceleri burada görmüştüm. (Aynı zamanda takip de ettiğim bir blogdur.) Çok da güzeller ama pelur kağıdı nerede bulacağım diye düşünürken biraz araştırmayla peçeteden de yapılabildiğini öğrendim. Amacım pembe yapmaktı ama düz pembe peçeteleri piyasaya sürmemişler sanırım. Ben de mecburen beyaz yaptım. 



Hadi başlayalım amlatmaya. Benim peçetelerim biraz inceydi onun için 8 adet kullandım. Kalın olanlar 4 adet kullanabilirler. Öncelikle peçeteri tamamen açıp üstüste diziyoruz. Sonra şekildeki gibi tamamen katlayıp ortasından telle bağlıyoruz. Tel bulamazsanız benim gibi düğün topuzlarınızdan kalma milyonlarca tel toka veya firiketenizi kullanabilirsiniz. 




Katlayıp bağladıktan sonra ister oval ister sivri şekilde kesiyoruz. 



Yaprakları tek tek açarak çiçek şeklini veriyoruz. İpinizi ortadaki tele yaprakları açma işleminden önce bağlarsanız sonra zorluk çekmezsiniz. Her yaprağı açmaya dikkat edin. Yırtılırsa da canınızı sıkmayın zaten farkedilmiyor. Açma işlemi tamamlanınca çiçeklerimiz hazır. Bol organizasyonlu günlere...


4 Ekim 2015 Pazar

Yine Kalemlik

Ben akşam akşam yine kalemlik yaptım. Çok seviyorum bu ipi ne yapsam bilemiyorum.  Eski kalemliği bağladım azıcık süslü oldu.


Kışlık Menemenlik Sos

Bu sefer ben de yapmalıydım. Geçen yıl da heveslenmiştim ama zamanı geçmişti. Ben menemeni çok severim.  Önceki yılı annemin yaptıklarıyla geçirdik bu sene bendekiler numunelik. Naçizane denemek isteyen olursa anlatayım ama öyle çok net bir tarif değil. 
Bol menemen yaptığınızı düşünün.  Domatese göre biber doğrayın biraz yağ ile öldürün. Soyulmuş ve rendelenmiş mümkünse robottan geçirilmiş domatesi üzerine boşaltın. Biraz pul biber de ekleyebilirsiniz. Bu karışım böylece yaklaşık 30 dk. pişmelidir. Piştikten sonra sıcakken kavanozlara koyup ağzını sıkıca kapatın ve bir bezin üzerinde ters çevirin sabaha kadar bekletin. Sabah kapakların ortaları içeri çekilmişse konserveniz tamam demektir. 


Not: Domateslerin kabuklarının kolayca soyulmasını istiyorsanız altını artı şeklinde çizin. Önce sıcak suya sonra soğuk suya atın. Kolaylıkla soyulduğunu göreceksiniz :)

27 Eylül 2015 Pazar

Ahşap Boyamaya Devam

Doyamadım boyamaya ve devam ettim. Acemiliğimi attım bu sefer daha kaliteli çalıştım. Bilmem güzel olmuş mu? Bu sefer daha az eskitme daha bol dekopaj var. Her yerde olan dikiş malzemelerim ortadan kalksın istedim fena mı ettim ;))



25 Eylül 2015 Cuma

Ahşap Boyama Maceram

Instagramdan beni takip edenler bilirler eşim doğum günümde yaratıcılığını konuşturarak bana ahşap boyama seti almış. (Siz de takipcim olmak isterseniz heves_iste adıyla instagramdayım.) Ben de onu kıracak değilim ya giriştim bu işe. Bahsedildiği kadar zor değilmiş. Birkaç video izledikten sonra öğreniyorsunuz. 

İlk denemem tepsiyle oldu. Galiba çok kaliteli çalışamadım dekopaj aşamasında. Biraz daha içerden kessem iyi olurmuş. Ama eskitmede başarılı olduğumu düşünüyorum.  

İşi çok bilirmiş gibi ahkam kesmeyeceğim burada ama kabaca anlatayım isterseniz. Eğer eskitme yapacaksanız altı astar niyetine eskidiğinde hangi renk çıksın istiyorsanız o renge boyuyorsunuz. Kahverengi, siyah vb. renkler olabilir. Benim elimde lacivert boya vardı onu kullandım. Boya kuruduktan sonra üzerine bakkallarda bulunan elektrik kesilince kullandığımız klasik beyaz mumdan sürüyorsunuz. 


Daha sonra istediğiniz renkle boyuyorsunuz. Boya koyu gelirse biraz suyla açabilirsiniz. Renkleri karıştırmaktan çekinmeyin ortaya çok güzel şeyler çıkıyor.  Boya ilk katta istenilen sonucu vermeyecektir. İki kat boyamanız gerekecek. Boya kuruduktan sonra zımpara ya da bulaşık teli ile sürterek eskitme yapın. 


Dekopaj yapacağınız alana tutkal sürüp üzerine dekopaj kağıdınızı yapıştırın. Kuruduktan sonra üstüne de tutkal uygulayın. Yine kurumasını bekleyeceksiniz. Son olarak da vernikleyerek korumaya alın.

Benim gibi tez canlı olanlar için biraz yorucu olabilir bu iş ama çok keyifli. Sonucu görünce insan çok mutlu oluyor.  

Bu vesileyle herkese iyi bayramlar diliyorum...

14 Eylül 2015 Pazartesi

Kedidilli Pasta

Bu sefer kedidilli pastanın kolay olanını yaptım. Gayet de lezzetli oldu. Misafir gelecekse çok zaman yoksa lezzetli bir şeyler arıyorsanız aranan kan bulundu. Kedidillerini soğuk sütle ıslatıp borcama dizin. Üzerine muhallebi döküp tekrar sütle ıslatılmış kedidili dizin. Muhallebinin tarifini hatırlasam ya da bulsam :( sizinle de paylaşacağım ama... En üste de çikolata sosu döküp dolapta soğumaya bırakın. Afiyet olsun...


Tost Makinesinde Waffle Yaptım

Tost makinesi alırken waffle aparatı da olsun istemiştim bulamayınca bulduğumun da fiyatı çok fazla olunca vazgeçtim bu hevesimden. Nette gezerken bu tarifi buldum. Püf noktasını deneme yanılma yoluyla keşfettim. Eğer hemen kapatırsanız kapağı hamur hem çok ince oluyor hem de yayılıyor. 1 kepçe dökün biraz pişip kabarmasını bekleyin sonra kapağı kapatın.ikinci aşamada yaptığınız hamuru 90 derece çevirerek pişirmeye devam edin. Üstünün süslemesi keyfinize kalmış. Afiyet olsun... ;)

17 Ağustos 2015 Pazartesi

Yalancı Kumpir

Bu sefer kumpirin yalancısını yaptım. Gerçeği için buraya buyrun. Tarife gel derseniz önce patatesleri haşlayıp rendelenmiş kaşar ve tereyağıyla püre haline getirdim. Yemesi kolay olsun diye sütlaç için aldığım güveç kaplarına böldüm. Evde olan malzemeleri üzerine ekleyip kısa bir süre fırında beklettim. Lezzeti gerçeğinden farksız. Sadece görsellik farkı var. Afiyet olsun...

Bu arada benimkiler sırlı ama sırsız olan güveç kapları daha sağlıklıymış.



5 Ağustos 2015 Çarşamba

Fethiye Yakınında Gezilecek Yerler

Ne zamandır yoktum buralarda.  Biraz mola verdim gezdim gördüm geldim. Biz pek deniz kum güneş tatili yapmıyoruz. Tabi ki o tatilimizin yarısını kaplıyor ama diğer yarısı da kültür turizmi oluyor.  

Bu sefer neler gördüğüme gelelim. Öncelikle her Fethiye'ye gidenin uğrayacağı yer  Saklıkent.  Giderken bir kere içinizde mayonuz mutlaka olsun. Belinize kadar bir suyun içinden bir halat yardımıyla karşıya geçiyorsunuz. Sonrasında su çok kuvvetli değil ama ayağınızdaki terlikleri alıp götürebilecek ölçüde. Deniz ayakkabınız varsa ayağınızda olsun. Yoksa girişte 3TL karşılığında Karadeniz'de kara lastik dediğimiz ayakkabılar kiralanıyor. Siz siz olun benim gibi hijyen korkusuyla kiralamamazlık yapmayın sonra çok yorulursunuz. Telefonlar da cebinizde ıslanabilir benden söylemesi. Fotoğraf derseniz orada çekenler var çıkışta basılmış şekilde tanesi 5 TLden veriyorlar. Ben bilmediğim için telefonu da götürdüm ama ;) Suyu buz gibi gidilip görülmesi lazım.




Oradan çıktık Saklıkent'e 20km mesafede Xhantos antik kentine gittik. Anladığım kadarıyla çok ziyaretçisi yok. Ama bir çok medeniyete ev sahipliği yapmış. Likyalılar, Romalılar, Bizanslılar... Biz gezerken orada bir amcaya rastladık. Amca 30 yıl Fransızlarla çalışmış, 5 yıldır da Türklerle kazı çalışmalarında bulunuyormuş. Oranın da yerlisi. O kadar güzel anlattı ki bize. Kanalizasyon sistemini, yüzme havuzlarını, mozaikleri... O olmasa boş boş bakar geçerdik. Amfi Tiyatro normalde zeminden başlar ya burada daha yüksek. Eşim demişti acaba Gladyatör savaşları falan mı vardı burada, normale göre daha yüksek diye. Meğer esirleri aslanlara parçalatıyorlarmış.
Kentin Bizanslıların eline geçeceği anlaşılınca Likyalılar bunu gurularına yedirememişler kadın ve çocuklar kendilerini toplu halde yakmış erkeklerse intihar etmiş. Bu olay 2 kere gerçekleşmiş. 




Sonrasında Saklıkent'e gelmeden Gizlikent Şelalesi var oraya gittik. Epey bir merdivenle indikten sonra Saklıkent'teki gibi zorlu bir mücadele bizi bekliyordu. Sonunda çok güzel bir şelale var. Altında ıslanırken dolu yağıyor gibi oluyor ve bu su da çok soğuk. Yemeği bu alanın girişinde yemenizi öneririm hem Saklıkent'e göre çok daha uygun fiyatlı hem de çeşitli.  Çok da ilgililer ama biz maalesef yemiştik.



Son durağımız ise Tlos antik kentiydi. Burada da muhteşem bir stadyum ve kaya mezarları var. Mezarların yüksekte olmasının 3 sebebi varmış.  Tanrıya yakın olmak, meleklerin yer yüzüne indiğinde onları kolay bulabilmeleri ve beraber gömüldükleri hazinelerini korumak.  Görülmeye değer. Xhantos ve buranın ortak özelliği bazı mezarların üst kısımlarının kayık şeklinde olması. Öldükten sonra bunu  ters çevrilerek kayık haline geleceğine inanılırmış.


Ertesi gün de Ölüdeniz'e gidelim dedik ama aradığımızı bulamadık. Çok kirliydi ve kalabalıktı. Biz de biraz öncesindeki Belcekız Plajında denize girdik. Çabuk derinleşiyor. Çok da keyifliydi.

Oradan Ölüdeniz'e 7km mesafede bulunan Kaya Köye gittik. Burası da 19. ve 20. Yüzyılda bizim tarafımızdan da kullanılmış. Zaten sıvalardan da belli.  Köyün özelliği hiçbir evin diğerini gölgelememesi. Kilise çok güzel ama yakından göremedik restorasyon vardı. Belki siz gidene kadar biter. 




Çalış plajına da taşlı derler ama çok sayılmaz. Çok rahatsız edici değil.
Fethiye'de de geceleri pasaj içi meyhaneler var müzikleri de çok keyifli. İlgililere duyrulur. Benden nacizane gezi notları bu kadar. Sağlıcakla kalın...